Medeniyetlerin ve çağların kesişim noktası olan İstanbul’un kalbinde doğan Haliç Üniversitesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu uyarınca, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı öncülüğünde kurularak 23 Kasım 1998 tarihinde eğitim hayatına başlamıştır. Türkiye’nin ilk vakıf üniversitelerinden biri olarak yola çıkan Haliç Üniversitesi, sadece bir yükseköğretim kurumu değil; aynı zamanda insan odaklı eğitimin, bilimin ve toplumsal sorumluluğun simgesi olmuştur. Üniversitenin ismini ve geleceğini tanımlarken, İstanbul’un tarih boyunca bilim, sanat ve kültür ekseni olan Haliç ismi belirleyici olmuştur. Gerçekten de Haliç, İstanbul’un herhangi bir bölgesi veya mahallesi değil; yüzlerce yıl boyunca şehrin tarihi mirasını ve gücünü belirleyen, sanat ve bilime yön vermiş, kültürel ve küresel olarak bilinen bir simgenin adıdır.
Başlangıçta oldukça ilginç olarak belirlenen bu düşünce, zaman içinde bugünkü Haliç Üniversitesi’nin kimliğini tanımlamış ve küresel hedeflerini de belirlemiştir. Bu ilkelerle yola çıkan Haliç Üniversitesi, hızla gelişmeye başlamış ve altı temel dönemde yaşanan değişikliklerle sürekli büyümüştür.
Haliç Üniversitesi, Haliç’in güneyindeki tarihi Fındıkzade bölgesindeki büyük bir binada eğitim hayatına başlamıştır. Başlangıçta Tıp, Fen-Edebiyat, İşletme Fakülteleri; Hemşirelik, Su Ürünleri ve Beden Eğitimi Yüksekokulları ile Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Konservatuvar olarak biçimlendirilmişti.
Burada sürdürülen eğitimin ardından yaşanan gelişmeler, üniversitenin yeni bir mekâna geçmesini gerekli kılınca yeni olanaklar araştırılmış ve bu kez Haliç’in kuzeyindeki Beyoğlu ve Şişli bölgelerinde yeni ve daha büyük mekânlar aranmaya başlanmıştır.
Böylece Mecidiyeköy’deki büyük binaya geçilmiş ve burası ana kampüs olarak belirlenmiştir. Ancak Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu için Levent bölgesindeki Türkiye Spor Yazarları Derneği’ne (TSYD) ait olan büyük spor tesisleri eğitim amacıyla kullanıma alınmış; ayrıca Mecidiyeköy’de müstakil ve büyük bir binaya geçilmiştir. Bunlara ilave olarak, yine Haliç’in kuzeyindeki Şişhane’de tarihi bir binada konservatuvar açılmıştır.
Yeniden yapılandırılan üniversitede, Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitüleri ve Sağlık Bilimleri Yüksekokulu açılmıştır. Bir süre sonra bu kampüslerde sürdürülen eğitim yetersiz hale gelince yeni binalar araştırılmaya başlanmıştır.
Mecidiyeköy, Levent ve Şişhane’de faaliyet gösteren Haliç Üniversitesi, bütün eğitimi tek bir çatı altında toplamak amacıyla bu kez Kâğıthane’de yeni inşa edilen büyük bir eğitim binasına taşınmaya karar vermiştir. Bu bina yeniden düzenlenmiş ve bütün eğitim sistemini bir araya getirecek şekilde yapılandırılmıştır. Ancak bir süre sonra binada yaşanan teknik sorunlar, Haliç Üniversitesi’nin yeni ihtiyaçlarını karşılayamamış ve daha büyük bir kampüs arayışı başlamıştır. Bu kez, yeniden Haliç kıyılarında uygun bir bina bulunmuştur. Burada geçmişte büyük bir tarihi fabrika bulunmakta olup, bu miras üzerine inşa edilen modern kampüs oldukça uygun bir çözüm sunmuştur.
Haliç bölgesindeki tarihi sanayi mirası ile yakın bağlantılar kurma ilkesi, Haliç Üniversitesi’nin Sütlüce Kampüsü’nde önemli gelişmelere sahne olmasına neden olmuştur. Öncelikle bütün eğitim tek bir çatı altında toplanmıştır. Kampüsün modern mimarisi, üniversitenin kurumsal kimliğini güçlendirmiştir.
Bu arada bütün dünyayı sarsan COVID-19 dönemi, Haliç Üniversitesi’ndeki eğitimi ciddi şekilde etkilemiş; ancak üniversitede kurulan sağlam teknik altyapı sayesinde eğitimde herhangi bir aksaklık yaşanmamış, gelişmeler artarak sürmüştür. Bununla birlikte, üniversitede yaşanan yeni gelişmeler, çok daha büyük bir kampüs ihtiyacını yeniden gündeme getirmiştir.
Haliç Üniversitesi, kurulduğu günden itibaren tarihi Haliç mirasına saygıyla yaklaşmış ve geleceğini bu önemli küresel mirasa benzer bir model üzerine inşa etmeye çalışmıştır.
Bu nedenle 5. Levent Kampüsü, öncekilerle kıyaslanamayacak büyüklükteki fiziki, teknik ve sosyal olanaklarıyla Haliç Üniversitesi’ni bambaşka bir boyuta taşımıştır.
Üniversite, 2023 yılında hayata geçirilen “All in One” kampüs vizyonuyla tek çatı altında toplanarak, modern bir altyapıyla 5. Levent Kampüsü’nde birleşmiştir.
Bugün Haliç Üniversitesi; 8 fakülte, 1 yüksekokul, 1 meslek yüksekokulu, Konservatuvar Müdürlüğü ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ile 20 bini aşkın öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır. Sağlık bilimlerinden mühendisliğe, güzel sanatlardan spora, mimarlıktan sosyal bilimlere uzanan geniş akademik yelpazesiyle hem disiplinler arası çalışmalara hem de sektörel ihtiyaçlara yanıt veren bir eğitim anlayışını benimsemektedir. Kurulduğu günden bu yana 30 binden fazla mezun veren üniversitemiz; ulusal ve uluslararası alanda başarılarıyla öne çıkan akademisyen kadrosu ve öğrencileriyle, bilimsel üretkenliği esas alan bir geleceğin inşasına katkı sunmaktadır.
Tasarımı ve yaratıcılığı merkeze alan vizyonuyla; fikir üreten, farklı düşünen ve çözüm geliştiren bireyler yetiştirmeyi amaçlayan Haliç Üniversitesi, İstanbul’un kalbinde, bilgiyle büyüyen bir yaşam alanı sunmaktadır.